Geçtiğimiz günlerde meydana gelen depremin ardından oldukça zor günler geçiriyoruz. Her birimizin derinden etkilendiği bu zorlu süreçte ne yaşıyoruz? Her zaman ‘’eve sağ salim gelse’’ ‘’aman bir eve gitseydim’’ cümlelerinde olduğu gibi evimiz güvenceli yerimizdir. Bu güvenceli yer yani zemin ayaklarımızın altından kaydı.
Gözlerimizin sürekli avizelere kaydığı her an sallanıyormuş gibi hissettiğimiz bu günlerde korkmuş, çaresiz, öfkeli ve güvencesizlik duygularını yaşıyor olmak çevrede olup bitenleri algılama da zorlanmak ve bu zor zamanlarda kötü olmak normaldir. Hissettiğimiz bu güvencesiz hal en temelde güvendeyiz inancını sarstı.
Güvende değilim tehlikedeyim temel inancı kaygılarımızın alt yapısı, bu dönem kaygılı olma hali normal mi evet gayet normal çünkü kendimizi korumak zorundayız. Kaygı tedbir almamızı sağlamaya neden olacak bir duygu ve kendimizi güven de tutmaya yarayacak yaşadığımız bütün olumsuz, zorlayıcı duygular anormal bir yaşantının normal sonuçları yaşadığımız duygularımızı aktardığımız yaşanmasına izin verdiğimiz sürece geçecek.
Peki ne yapabiliriz? Yaşadığınız olayı konuşmaktan kaçınmayın. Duygularınızı, üzüntünüzü bastırmaya çalışmayın. Bolca sevdiklerinizle yaşadıklarınızı paylaşın. Bir yandan küçük küçük günlük rutinlerine dönmeye çalışmak faydalı olacaktır.
Bu süreçte ilişkilenmek, bize kendimizi daha iyi hissettirecek sevdiklerimizle zaman geçirmek duygularımızı paylaşmak ancak bu süreçte kayıpları olanlar için normalleşmek bu kadar kolay olmayacak kabul ve yas süreçleri daha farklı işleyecek onlara daha profesyonel müdahaleler gerekecek ve yaşanan bu felaketten herkesin payına düşeni çıkarması ve ders alması ise en büyük temennimiz olacaktır.
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.